Gelmiş bana hesap soruyor, neden yaptın bunu diyor, herşey senin yüzünden oldu diyor, şuan daha iyi olabilirdik. Ağlıyor ancak elimden birşey gelmiyor, ne yapsam nafile ama rahatlamış gözüküyor.
Sonrasında herşey normal, olması gerektiği gibi önceki günün ağlaması ve içini boşaltmasıyla rahatlamışa benziyor, herşey o kadar güzel ki rüyadasın adeta..
Bu rüya bitsin istemiyorsun, uyanmak istemiyorsun ama gerçekten rüya mıydı yoksa rüya gibi bir an mıydı bilemiyorum. Duyduğun huzur ve mutluluk sanki hiç bu kadar mutlu olmamış gibiyim ancak her güzel şeyin de bir sonu vardır. Uyanıyosun.
Aradan zaman geçiyor, bir etkinlik görüyosun katılayım diyorsun ama pasif olarak izliyorsun, insanların birbirine söylediği genel yalanlar "Bir ara kesin görüşelim", "Senin için herşeyi yaparım", "Çok iyi geldi, daha sonra tekrardan yapalım" gibi insanlar genellikle birbirlerine duymak istediği herşeyi söylüyorlar, ağzım açık dinliyorum diyorum ki ne kadar doğru.
Gül sokak, Gül kafede buluşalım diyoruz, tabiki buluşamıyorsun.
Senden koşarak kaçtığını görüyorsun, biliyordum diyor. Böyle olacağını biliyordum diyor. Arkasından bakarken saçlarının dalgalandığını görebiliyorsun, yeniden ağlaması kulaklarında çınlıyor, elinden birşey gelmiyor öylece bakıyorsun.
Bekle diyorsun, gitme diyor, rengarenk bir kişiliğe sahipsin bırakma diyor, halbisem siyah beyaz bir film şeridi gibisin. Enerjin sanırsın tavan ama yastığın ağlamaktan sırılsıklam, olduğun ile gösterdiğin kişilik arasında fark var aslında olmak istediğin ve olduğun kişi arasında çok fark var bu seni çelişkiye düşürüyor. Kalıyorsun, yine elinden birşey gelmiyor, destek almak istiyorsun alamıyorsun, eski anıların geliyor aklına büyüdüğün evin, çocukluğun geçiyor gözlerinin önünden.
Sonra bir bakmışsın bir gün karşında yüzüne bakmaya çalışıyor ama bakamıyor, yine yaptın yapacağını diyor anlıyorsun orada tüketmişsin elindeki imkanları, mutsuz yüzünden düşen bin parça.
Kaldırmıyorsun kafanı, sende eğiyorsun yoluna devam ediyorsun ancak bu yol taşlı ve dikenli, bu kadar zor olduğunu bilsen çıkar mıydın ki bu yola, sanmam.
Sonra yine denk geliyorun bir gün bu sefer daha rahatsın ama sanki küller var eski alevinden, yelleyip tekrar canlandırmak istiyorsun ancak ne yellemene izin veriyorlar ne senin gücün var arada kalıyorsun yine. Arada kalmalar seni bitiriyor, ne yapacağını bilmiyorsun, seni çelişkiye düşürüyor fazlası ise depresyona sokuyor. Girme oraya, orası güzel değil, karanlık ve kasvetli bir yer senin için iyi değil.
Hiç bişeyin eskisi gibi olmadığının farkındasın ancak yeniden yola koyulmak sana nasıl gelecek bilmiyorsun, yollar değişmiş, yenileri gelmiş.
Sahilde yürürken bir not yazıyorsun, birisi bulsun diye şişenin içine koyup atıyorsun denize, ertesi gün farklı bir şişe denk geliyor eline, içini açıp bakıyorsun senin yazdığın notlara birisi cevap yazmış, çok güzel cevaplamış ancak o gemi sahilden gitmiş, geri gelir mi meçhul bilmiyorsun.
Çok beklemek istemiyorsun ancak içinden bir ses beklemeni söylüyor, içindeki sese güvenmek istiyorsun ama gerçekten senin sesin mi bu? yoksa sana söylenenler mi bilemiyorsun, adete obsesif olmuşsun, duymak istemediğini söyledikçe inadına karşına çıkıyor, kulaklarında çınlıyor, içindeki sese kulak veriyorsun bekliyorsun, bu bekleyiş uzun değil ama kısa da değil.
Sadece beklemek çok yorucu bir iş, hayat seni yormuş, düşüncelerin seni yıpratmış, kendini onarmaya çalışıyorsun nafile, maskeni takıyorsun karışıyorsun kalabalığa, onlar seni giderken görüyor ama bilmiyor kimse bekliyorsun.