Sayfalar

7 Şubat 2022 Pazartesi

Cennete Yolculuk

Evrenin mükemmel dengesi yine her zamanki gibi yerindeydi, yan yana olması gerekenler çabaladıkça karşısına zorluk çıkarmazsa olmayacaktı zaten.
Dağlar denizler aşılsın ufak dereler sana son darbeyi vursun. Olur mu olmaz.
Basit gibi görünen ama aslında zor bir yolculuk.
Heyecan dorukta, bir güzel haber bir üzücü haber ardı arkasına geliyor, neşe ve sevinç boğazında düğümleniyor, adeta olmaması için karşı çıkıyorlardı. 
Günler değil saatler geçmiyor, zamanın durası gelmiş prangaları tekrardan bağlanmış. Yanan kor zamanın durması ile beraber daha da alevlemiş, çevresine zarar vermemek için binbir çaba harcıyor.
Aslında bu tamamen bir yayın gerilmesi gibi bir şeydi, yay gerilirken nasıl geriye çekilirse oluşan bu engellerde bunun gibiydi geriye çeker gibi gözüken ancak daha da ileri gitmesini sağlayan bir şey.
Sonunda yayda geriye çekilen ok fırladı, hiçbir şey engel olamadı hedefine varmasına.
Gecenin karanlığında başlayan yolculuk sabahın ilk ışıklarında sona erdi, bu yolculukta bilet tek kişilik gözükse bile öyle değildi.
Artık saatler değil dakikalar geçmiyor en ufak aksaklık göze dağ gibi geliyordu, nefesler tutuldu bekleyiş arttı. Kalp atışı bulunduğu ortamın sessizliğini bozuyor, çevresinde bulunanlara korku veriyordu gözü başka birşey görmüyor sadece ulaşmak istiyordu.
Belli bir süre sonra adeta büyük patlama meydana geldi, büyük bir ışık patlaması, çevreyi kör eden cinsten. Işıktan kimse önünü göremiyordu, kalbinden çıkan seslerden duvar sarsılıyordu.
Bu olayın ardından zamanın prangaları çözülmüş artık tutabilen kimse kalmamıştı.
Gökyüzü ağlıyor, ortalığı sel götürüyor ancak bir türlü engel olamıyordu. Somut ortamdan soyut ortama geçmişlerdi artık farklı bir enerji türü gibi anlaşmaları için iletişime ihtiyaçları yoktu, temas etmeleri yeterliydi.
Zamanı yavaşlatma çabaları nafile, o kadar durmanın acısını çıkarırcasına, borcunu fazlasıyla öder gibi hızla akıyordu zaman.
Bu hız ışıklara engel olamadı, zaman aktıkça ışık arttı, ışık arttıkça zaman derinleşti ve yavaşladı, derinliklerde dolaştıkça yeni yeni güzellikler ortaya çıktı, çevre bir anda gül bahçesine dönüştü, derinliklerden gelen güzel kokular daha da derine çekti, daha derinlere indikçe daha da huzur buldu orada kalmak istedi ama buna zaman müsade etmedi. 
Prangalarından kurtulan zaman üstüne düşeni yapıyor nede olsa onun bir suçu yok ama üzülüyordu. Böyle bişeye sebep olmak o da istemezdi, alıp veremediği yoktu zaten.
Zaman geldi, ortalık sessizleşti, gül bahçesinde artık şimşekler çakıyor yağan yağmur ıslatıyor, göz yaşlarını saklarcasına yüzüne vuruyordu.
Aniden bir yıldırım ve ardından gelen gök gürültüsü, fırtınanın şiddeti ölçülemez derecedeydi. Yanan kor artık kendisine zarar veriyordu, ciğerleri yakıyordu.
Gecenin başında başlayan yolculuğun son bulduğu yerde artık yeniden bir yolculuk başlamak zorundaydı. Bu yolculuk hüzünlü ve umut doluydu. Mesafe açıldıkça bağ kuvvetleniyor, kuvvetlenen bağ ile mesafe aslında daha da azalıyordu.
Kor artık daha güçlü yanıyor, sönmemek adına yapması gereken herşeyi yapmayı göze alıyordu.
Geçen zaman içerisinde derinliklerde gördüğü güzellikler onu mest etmiş gelecek için daha da çabalaması gerektiğini anlamıştı.
Kolay olmayacaktı ancak kolayları seven biriside değildi. Bu yüzden karşısına çıkan zorluklar ile mücadele etmekten mutluydu biliyordu ki en sonunda varacağı yer onun cenneti olacaktı.